Basit Yargılama Usulü Kesin Süre:

  • Post author:
  • Post category:Blog
  • Post comments:0 Yorum

Basit yargılama usulünün uygulandığı davalarda tensip ile kesin süre verilerek, kesin süreden sonra bildirilen tanıkların dinlenmemesi savunma hakkını kısıtlamaktır.

YARGITAY BASKANLIGI

  1. Hukuk Dairesi 2017/28399 E. , 2019/12410 K.
    “İçtihat Metni”
    MAHKEMESİ:… Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ: ALACAK
    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından
    istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası incelendi, gereği konuşulup
    düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Davalı tanıklarının dinlenmemesinin yerinde olup olmadığı ihtilaflıdır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 137. maddesinde, “(…) Dilekçelerin karşılıklı
    verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları
    inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve
    delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği
    davalarda onları sulhe teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. (…) Ön inceleme tamamlanmadan
    ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez.”
  2. maddesinde ise, “ (…) Hâkim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında
    karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları
    çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. (…) Uyuşmazlık konularının
    tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe teşvik eder; bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir
    defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder. (…) Ön inceleme duruşmasının
    sonunda, tarafların sulh faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde
    anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada
    hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür. (…) Ön
    inceleme tek duruşmada tamamlanır. Zorunlu olan hâllerde bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir
    duruşma günü tayin edilir. (…) Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak
    henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin
    getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların
    verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş
    sayılmasına karar verilir.”
    Somut olayda, davalı vekili ….02.2015 tarihli cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış olup
    08.07.2015 tarihli ön inceleme duruşmasının yapıldığı ve tahkikat aşamasına geçildiği celsede ise
    tanıklarının isim ve adreslerini cevap dilekçesinden sonra 07.07.2015 tarihli dilekçe ile bildirdiklerini
    adlarına davetiye çıkarılmasını talep ettiklerini belirtmiştir. Mahkemece tensiple davalı tarafa verilen
    kesin süre içinde tanıkların bildirilmemesi ve davacı tarafın da gelinen aşamada tanık dinletilmesine
    muvafakati olmaması nedeni ile davalının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
    Yukarıda içeriği aktarılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 137 ve 140. maddesi hükümleri dikkate
    alındığında mahkemenin ön inceleme duruşması yaparak öncelikle uyuşmazlık konularını belirlemesi ve
    ondan sonra ihtilaflı konularla ilgili delillerini bildirmeleri için süre vermesi gerekirken, tensiple verdiği
    kesin süreye istinaden davalının savunma hakkını kısıtlar biçimde tanıklarının dinlenmesi talebini
    reddetmesi hatalı olmuştur. Davalı tanıklarının usulünce celbi ile beyanlarının alınarak tüm deliller ile
    birlikte değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerektiğinden kararın bu yönden bozulması
    gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair
    temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya
    iadesine, 31.05.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bir cevap yazın